30 Mart 2010 Salı

Firdevs Aydoğdu


ÇANKIRI’nın Çerkeş İlçesi’ne bağlı Belkavak Köyünde 30 yaşındaki Hamza Gölyeri, aynı yaştaki eski eşi 2 çocuk annesi Firdevs Aydoğdu'yu önce av tüfeğiyle ateş ederek yaraladı, ardından 15 yerinden bıçaklayarak öldürdü.

Olay, Çerkeş’ın Belkavak köyünde meydana geldi. Eşyalarını almak üzere, boşandığı eşi Hamza Gölyeri’nin evine gelen Firdevs Aydoğdu, 2 çocuğunun babası ile belirlenemeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında öfkelenen Hamza Gölyeri, evdeki av tüfeğiyle Firdevs Aydoğdu’ya 3 el ateş ederek yaraladı.

Aldığı yaralara rağmen evden kaçmayı başaran Firdevs Aydoğdu, yakındaki komşulara sığınmak istedi. Öfkesini yenemeyen Hamza Gölyeri, bu kez mutfaktan aldığı ekmek bıçağı ile Firdevs Aydoğdu’ya saldırdı. Talihsiz kadın, eski kocasının 15 bıçak darbesiyle olay yerinde can verdi. Görgü tanıklarının ihbarıyla olay yerine gelen jandarma, Hamza Gölyeri’yi yakaladı. Savcılığa sevkedilen Hamza Gölyeri, cinayeti işlediğini itiraf etti.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle eşinden bir süre önce resmen ayrılan, ancak 4 ay öncesine kadar birlikte yaşadığı eski eşi tarafından öldürülen Firdevs Aydoğdu, yaklaşık 4 aydır Çerkeş’te iki çocuğu ile birlikte kendisine ait evde yaşıyordu. Eski eşini önce av tüfeği ile yaralayan daha sonra da bıçak darbeleriyle öldüren Hamza Gölyeri’nin ise uzun süredir işsiz olduğu öğrenildi.

Kaynak: Milliyet

"Cinsel eziyet, mağdur kadının ruh sağlığını bozdu"


30/03/2010

ANTALYA'da 32 yaşındaki M.Ü.'nün istemediği halde ters ilişkiye girdiği, daha sonra da namluyu temizlemeye yarayan çubukla (Harbi) işkence yaptığı 6 yıllık eşi 27 yaşındaki S.Ü.'nün Adli Tıp Kurumu raporunda, ruh sağlığının bozulduğu belirlendi.

Güvenlik Mahallesi'nde oturan bir çocuk babası M.Ü, 3 yıl önce eşi S.Ü'ye ters ilişki teklif etti. Bu isteği kabul edilmeyince ise, eşini dövüp amacına ulaştı. Fantazisini sık sık tekrarlayan M.Ü, bir gün eve, “Arkadaşımın karısı” diyerek getirdiği kadınla da birlikte oldu. Kocasının bu ilişkisini gören kadın, “Ne yapıyorsun, yaptığı ayıp değil mi?” deyince aynı gece yine dayak yedi. O gece de, kocasından gelen ters ilişki teklifini reddetti. Ancak, yediği dayağın etkisiyle direnme gücünü yitiren kadın ters ilişkiden kurtulamadı. Eşinin daha sonra bir çubukla fantazi yapmak istemesi S.Ü'yü çıldırttı. Tüm direnmesine rağmen eşinin bu işkencesinden kurtulamayan S.Ü bayıldı. Sabah karnındaki sancıyla uyanan kadın, yardım istediği komşuları tarafından hastaneye kaldırıldı. Doktorlar S.Ü'ye bir çubukla işkence edildiğini, bu cismin ince ve kalın bağırsaklarda büyük hasara yol açtığı belirledi.

Kadının şikayeti üzerine önce kaçan M.Ü., olaydan 10 gün sonra polise teslim oldu. Yatak odasında yapılan aramada ise, harbi adı verilen ve tüfek namlusunu temizlemek için kullanılan bir metal çubuk bulundu. Yakalanan M.Ü. suçlamaları reddetti, “Eşimin bağırsaklarında daha önceden problem vardı. Ben kesinlikle böyle bir suç işlemedim” dedi. Eşi S.Ü. ile zorla ters ilişkiye girdiği ve namlu temizlemeye yarayan harbi ile işkence yaptığı iddiasıyla tutuklu yargılanan M.Ü., dün Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.

İstanbul Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Dairesi'nin mağdur kadın hakkındaki raporu mahkemeye ulaştı. Bugüne kadar 8 tıbbi operasyon geçiren ve 3 yıla yakın süredir katı yiyecekler yiyemeyen ve 40 kiloya kadar düşen S.Ü. hakkındaki raporda şu ifadelere yer verildi: “Bağırsak patlaması nedeniyle halen anüs bölgesinde 25 kuruş boyutunda delik ve ekimozlar görülmüştür. Olay sonrasında IQ seviyesinin (zeka seviyesi) 78 dolayında olduğu (sınır derece) tespit edilmiş, ancak sorulan sorulara makul ve mantıklı cevaplar verebilmiştir. Eşinin yaptığı eylemden dolayı korku yaşadığı, bu anlatımlar itibarı ile 2007 yılında maruz kaldığı cinsel istismar nedeniyle postravmatik stres bozukluğu nedeniyle ansieta bozukluğu yaşadığı, bu hali ile beden ve ruh sağlığının bozulduğuna oybirliği ile karar verilmiştir.”

Adli Tıp Kurumu raporunun duruşmada okunmasının ardından söz alan sanık M.Ö., yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunduğunu belirterek, “Ben beraatimi ve tahliyemi istiyorum” dedi. Mahkeme ise avukatların raporu incelemeleri için süre verirken, M.Ü.'nün tahliye talebini reddererek duruşmayı 20 Nisan tarihine erteledi.


Kaynak: Milliyet

"Taciz mağduru küçük kıza rapor eziyeti "

Samsun'da öz amcasının tacizlerine uğrayan ve bugün 15 yaşındaki olan orta derece zeka geriliği bulunan A.A.'ya 3 ayrı kurum, 3 değişik rapor verdi. Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bu süreçte tutuklu yargılanan amcayı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Mahkeme heyeti, sanık avukatının gönderilen 3'üncü rapora itiraz etmesi üzerine duruşmayı erteledi. Mahkeme heyeti, yine rapor alınmasını isterse A.A. içen 4'üncü kez rapor alınacağı belirtildi.

2008 yılının Kasım ayında ortaya çıkan olayda, özel bir okulda eğitim gören A.A., simit satan amcası 39 yaşındaki Dursun A.'nın kendisini taciz ettiğini önce 58 yaşındaki anneannesi Nahide Y.'ye anlattı. Anneanne Nahide Y. de durumu önce kızı 42 yaşındaki Nuray A.'ya söyledi. Nuray A., kızının tacize uğradığından haberdar olduğunu, ancak eşinin kendisine inanmadığını söyleyince annesi Nahide Y. şoke oldu. 17 Kasım 2008 tarihinde, anne Nuray A. geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. A.A., yıllardır süren taciz olayını anneannesi Nahide Y. ile birlikte polise giderek anlattı. Bunun üzerine gözaltına alınan amca Dursun A., çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

İLK RAPOR SAMSUN ADLİ TIP KURUMU'NDAN
Polis Merkezi'nde ifadesine başvurulan A.A.'ya, önce Samsun Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü'ne gönderilerek rapor alındı. Raporda, ‘küçük kızın beyanlarına itibar edileceği, kendisini savunamayacak durumda olduğu ve yaşadığı olay nedeniyle ruh sağlığının bozulmadığı’ belirtildi.

MAHKEME ÜNİVERSİTEYE GÖNDERDİ
Daha sonra Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan ve sanık hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istenilen davada, mahkeme heyeti A.A.'yı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'ne göndererek rapor alınmasını istedi. Olayın ortaya çıkmasından bir ay sonra buraya giden küçük kıza bu kez, ‘orta derece zeka geriliği olduğu, ifadelerine itibar edilebileceği, olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu’ raporu verildi.

ÜÇÜNCÜ RAPOR İSTANBUL'DAN GELDİ
Yargılama devam ederken raporlardaki ruh sağlığı ile ilgili çelişki nedeniyle küçük kız bu kez İstanbul Adli Tıp Kurumu'na muayene gönderilirken, tutuklu yargılanan amca Dursun A. ise cezaevinde kaldığı süre, sabit ikametgah adresinin olması ve raporun geliş süresi dikkate alınarak geçen yıl Mart ayında tahliye edildi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Kurulu A.A.'ya geçen yıl Kasım ayında verdiği raporda, ‘küçük kızın ifadelerine itibar edilebileceğini, kendisini savunacak durumda olmadığını ve olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunu’ belirtti.

ANNEM ÖLÜNCE ANNEANNEMLE POLİSE GİDİP ŞİKAYETÇİ OLDUK
Daha önceki duruşmalara katılan A.A. verdiği ifadesinde amcasından şikayetçi olduğunu belirterek, “Amcam, bazı akşamlar odama gelip her yerimi öpüyor ve okşuyordu. Durumu anneme söyledim. Ama bir şey yapmadı. Sonra anneanneme söyledim. O da bir şey yapamadı. Bu sırada amcamın tacizleri devam ediyordu. Annem ölünce anneannemle polise gidip şikayetçi olduk” dedi.
Tutuksuz yargılanan Dursun A. ise yeğeninin yalan söylediği ileri sürüp suçlamaları kabul etmedi. 46 yaşındaki baba Çetin A. ise kardeşinden şikayetçi olmadığını söyledi.
Mahkeme heyeti, dün görülen davanın duruşmasında, sanık avukatının gönderilen son rapora itiraz etmesi üzerine A.A.'ya yeni bir rapor alınıp alınmamasına karar vermek üzere duruşmayı erteledi. Mahkeme heyeti, rapor alınmasını isterse A.A.'nın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na gönderileceği ve 4'üncü kez rapor alınacağı belirtildi.


Kaynak: Radikal

29 Mart 2010 Pazartesi

"Genelevde çalışan ablasını kurşun yağmuruna tuttu"

KONYA'nın Akşehir İlçesi'nde işsiz 31 yaşındaki Y.T., sokak ortasında tartıştığı genelevde çalışan 39 yaşındaki ablası Z.T.'yi tabancayla 8 el ateş ederek yaraladı.

Olay, saat 09.10 sıralarında 24 Ağustos Bulvarı'nda meydana geldi. Y.T., 6 ay önce Adana'dan gelen ve Akşehir Genelevi'nde çalışan ablası Z.T.'nin kaldığı otele geldi. Y.T., konuşmak için ablasını dışarı çağırdı. İki kardeş otel önünde konuştukları bilinmeyen nedenle tartıştı. Y.T, tartışma sırasında tabancayla ablası Z.T.'ye 8 el ateş açtı. Çeşitli yerlerinden yaralanan Z.T., kanlar içinde yere yığıldı. Z.T., ambulansla Akşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Sağlık durumu ağır olan Z.T., ilk tedavi ardından Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Y.T. de olay yerine yakın bölgede bulunan trafik polislerine teslim oldu.

Y.T., verdiği ilk ifadede Adana'dan kısa süre önce geldiğini anlatırken, “Ablamla konuştuk. Tartıştık, beni tersledi. Ben de sinirlerime hakim olayıp tabancayla vurdum” dedi. Z.T.'nin 10 yıldan bu yana genelevlerde çalıştığı öne sürüldü. Soruşturma sürüyor.

Kaynak: Milliyet

"Hamile olduğu için işten atıldı"



Mersin Üniversitesi (ME.Ü) Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Hastanesi'nin temizlik işini yapan taşeron firmada çalışan 7 aylık hamile 32 yaşındaki Fatma Baytar, hamile olduğu için işten çıkarıldığını iddia etti. Baytar'ın işine son verilmesi hastane bahçesinde protesto edildi.

İddiaya göre evli 2 çocuk annesi Fatma Baytar, 10 ay önce ME.Ü Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Hastanesi’nin işlerini yapan taşeron Ünisaş şirketine işçi olarak girdi. Hastanenin temizliğinde çalışan Baytar, hamile kaldı. Baytar’ın hamileliğini fark eden şirket yetkilileri, iddiaya göre baskı yaparak işten ayrılmasını istedi. Baskılara direnen Baytar’ın 26 Mart’ta işine son verildi. Çıkış belgesini alan Baytar, durumu üyesi olduğu Dev Sağlık İş Çukurova Bölge Şubesi ile Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi’ne bildirdi.

HASTANE ÖNÜNDE EYLEM
Dev Sağlık İş Şube Başkanı Mustafa Hotlar ile SES Mersin Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt ve yaklaşık 100 kişi, Baytar’a destek olmak üzere hastaneye gelip eylem yaptı. Mustafa Hotlar, taşeron şirket yetkililerini kınadıklarını belirterek şunları söyledi:
“Sendikamız üyesi Fatma Baytar, hamile olduğu gerekçesiyle 26 Mart’ta işten çıkarıldı. İnsanlık tarihi boyunca, ailenin en mutlu anı olarak kabul edilen yeni hayat yaratma süreci olarak hamilelik, üyemiz Fatma Baytar ve ailesi için işsizlik ve daha fazla yoksulluğun sebebi oldu. Fatma Baytar hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren şirket yetkilileri tarafından işten çıkması yönünde baskı gördü ve doğum izninin yaklaşmasıyla beraber işten çıkartıldı.”

‘ANALIK HAKKINA MÜDAHALE’
SES Mersin Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt da, “Daha çok kazanmak için insanların analık hakkına bile müdahale ediyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Konuyu yargıya taşıyacağız” diye konuştu. Eylem sırasında gözyaşı döken Fatma Baytar ise 10 aydır firmada çalıştığını kaydederek, çıkış belgesini işe girerken boş olarak imzaladığını, bu belgenin işleme konulduğunu öne sürdü.
Hastane yönetimi ile taşeron firma yetkilileri ise henüz bir açıklama yapmadı. Mustafa ERCAN- Mustafa İNSAN/MERSİN, (DHA)


Kaynak: Radikal

Serap Çakır



SAMSUN’da gizli ilişki yaşadığı 27 yaşındaki Özcan Özdoğan tarafından bıçaklanarak öldürülen evli ve 2 çocuk annesi 36 yaşındaki Serap Çakır’ın, yapılan otopsisinde bir aylık hamile olduğu belirlendi. Ceninden alınan örnek, DNA testi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Bugün adliyeye çıkartılan Özdoğan ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Savunmasında, “Tek suçum sevmek” dedi.

İlkadım İlçesi Kökçüoğlu Mahallesi’nde geçen Cumartesi günü meydana gelen olayda iddialara göre bekar olan Özcan Özdoğan ile evli ve 2 çocuk annesi Serap Çakır, 2009 yılının Haziran ayı içinde bir alışveriş merkezinde tanıştıktan sonra birlikte olmaya başladı. İki sevgili bu tarihten itibaren sık sık Serap Çakır’ın Kökçüoğlu Mahallesi’ndeki evinde buluşup cinsel ilişkiye girdi. Özcan Özdoğan sevgilisine evlenmek istediğini söyledi. Genç kadın da eşi 42 yaşındaki S.Ç.’dan ayrılmak için mahkemeye başvurduğunu, mahkemenin sonuçlanmasının ardından evlenebileceğini söyledi.

BOŞANMAKTAN VAZGEÇTİĞİNİ ÖĞRENDİ

Ancak Özcan Özdoğan, iki ay önce Serap Çakır’ın eşiyle boşanma kararından vazgeçtiğini ve ilişkilerinden hamile kaldığını, çocuğu ise aldıracağını öğrendi. Cumartesi günü de Serap Çakır’ı pazar dönüşü yolda görüp konuşmak için yanına gitti. İddiaya göre genç kadın konuşulacak birşey olmadığını, bebeği de aldıracağını söyledi. Bunun üzerine alkollü olan zanlı üzerindeki bıçağı çıkartarak Serap Çakır'ı ve kendisine engel olmak isteyen Serap Çakır’ın arkadaşı 53 yaşındaki Fatma Yaylı’yı bıçaklayarak kaçtı. 2 yaralı kadın 112 ambulansı ile Gazi Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ağır yaralı olan Serap Çakır hastanede polise verdiği ifadesinde kendilerini bıçaklayanı tanımadığını söyledi. Ertesi gün de yaşamını yitirdi. hayatını kaybetti.
...

Haberin tümü: Milliyet

27 Mart 2010 Cumartesi

Hamide Tatlı

26.03.2010

Olay, Kağıthane TEM Bağlantı yolunda saat 22.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre oğulları Furkan Tatlı'ya ziyarete eden Gülahmet Tatlı ve Hamide Tatlı, 34 BF 091 plakalı otomobilleri ile evlerine döndükleri sırada tartışmaya başladı. Tartışma kısa sürede büyüdü. TEM bağlantı yolu Sadabat mevkiinde 38 yıllık eşi 4 çocuk annesi Hamide Tatlı (56) 'yı araçtan indirerek yanında taşıdığı bıçakla defalarca yaralayan Gülahmet Tatlı (55), otomobiline binerek olay yerinden uzaklaşmak istedi. Yoldan geçenlerin ihbarı üzerine kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri, plakası alınan Gülahmet Tatlı'yı olay yerinden birkaç kilometre ilerde TEM Otoyolu AKOM önünde yakaladı. Boğazından ve göğsünden 8 bıçak darbesi alan Hamide Tatlı ise olay yerinde hayatını kaybetti.

38 yıllık eşini öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan Gülahmet Tatlı bindirildiği polis aracında gözyaşlarına boğuldu. Kağıthane Araştırma Büro Amirliği'ne götürülen Tatlı'nın sorgusu devam ederken, Hamide Tatlı'nın cesedi, incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Kaynak: Milliyet

İstismarcılar "tanıdık" çıktı


Yapılan bir araştırmaya göre, çocukları istismar edenlerin büyük çoğunluğunu "yakın akraba ve tanıdıklar" oluşturuyor.

Çukurova Üniversitesinde (ÇÜ) yapılan bir araştırmaya göre, çocukları istismar edenlerin büyük çoğunluğunu "yakın akraba" ve "tanıdık" kişiler oluşturuyor. ÇÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Avcı, kayıp çocuklar başta olmak üzere çocukların mağdur olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonuna bilgi verdi.

Avcı, sunumunu, büyük ölçüde ÇÜ Tıp Fakültesi Adli Olguları Değerlendirme Heyetine Şubat 2006-Ağustos 2009 yılları arasında çeşitli yollardan başvuran istismara uğramış çocuklar üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına dayandırdı. Araştırma, heyete başvuran istismara uğramış 3-18 yaş aralığındaki toplam 633 çocuktan 484’ü üzerinde yapıldı. Olgular yaş gruplarına göre 0-6, 7-11, 12-14 ile 15 yaş ve üzeri olarak sınıflandırıldı. Olguların, yüzde 29,5’ini erkek, yüzde 70,5’ini ise kızlar oluşturdu. Araştırmaya göre, kız çocuklarına yönelik istismarlar her yıl artıyor, erkeklerde ise azalıyor. Bu durum, 2005 yılında yapılan yasal düzenleme ile bildirim zorunluluğunun getirilmesine bağlandı. Cinsel istismara uğrayan çocuklardan yüzde 15,3’ü, aynı zamanda fiziksel istismara da maruz kalıyor. Olguların yüzde 46,4’ünde cinsel istismar tekrarlanıyor. Kız çocukların yüzde 3,2’sinin cinsel amaçlı satılması da tespit edilen olgular arasında.

Yüzde 17’si evden kaçtı

İstismara uğrayan çocukların yüzde 33,7’si (163) eğitimini aksatırken, yüzde 17,6’sı (85) aileden ayrıldı. İstismara maruz kalan çocukların yüzde 33,3’ü çevre baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Araştırmaya göre, ailelerin istismarı gizli tutma eğilimi giderek azalıyor, yardımcı olmaya çalışma ve durumu anlama eğilimi ise güçleniyor. 484 çocuktan sadece 53’ünün ailesi (yüzde 11) durumu gizlemeye çalıştı, 428’inin (yüzde 89) ailesi ise yardım arayışına girdi. Alilerden sadece yüzde 21’i, istismara uğrayan çocuğu suçlayıcı tavır takınırken, yüzde 78,5’i ise destekleyici ve koruyu tavır aldı. İstismarların tekrarlanması oranı da oldukça yüksek. Bu oran kızlarda yüzde 55, erkeklerde ise yüzde 25,9.

"Tanıdık"
İstismarcıların büyük çoğunluğunu "yakın akraba" ve "tanıdıklar" oluşturuyor. Kızlarda istismarcıların yüzde 10,6’sı birinci derece akraba, yüzde 50’si tanıdık, yüzde 13’ü üvey baba, yüzde 8,3’ü de nikahsız eşler. Buna göre, akraba-yakın istismarcı oranı 82,3’ü buluyor. Yabancı istismarcıların oranı ise yüzde 17,7.

Erkeklerde "yabancı" oranı kızlardan yüksek

Erkeklerde de durum aynı. Erkeklerde istismarcıların yüzde 3,5’i birinci derece akraba, yüzde 63,6’sı tanıdık, yüzde 6,3’i ise üvey babalardan oluşuyor. Akraba-tanıdık oranının toplamı 73,4. Erkeklerde yabancı istismarcı oranı kızlardan biraz daha yüksek. Oran yüzde 26,6. Araştırmaya göre, bu durum; istismarcı ve mağdurun sürekli aynı ortamda bulunması, mağdurun ağırlıklı olarak küçük yaşlarda olması ve buna bağlı istismarın anlamını bilmemesi, mağdurun istismarı görev gibi benimsiyor hale gelmesinden kaynaklanıyor. Çocuklar, sanılan aksine çekirdek ailelerde daha çok istismara uğruyor. Boşanmış-parçalanmış ailelerde bu oran daha az.

...

Haberin tümü: Radikal

26 Mart 2010 Cuma

"Büyükşehir Belediyesi'nde kadın çalışanlara katmerli taciz "

26/03/2010

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürü Tuncer A., 25 Şubat’ta kandil kutlamak için çalışanların yanına gitti. 12 yıldır bu bölümde çalışan N.D., müdür A.’ya elini uzattı. Tuncer A. ise üzerinde kısa kollu tişört olan kadın çalışana “Çok ateşlisiniz. Ben böyle çıplak kola dayanamam yapıştırırım” dedi. N.D müdürünü önce kuruma şikâyet etti. Sonra savcılığa suç duyurusunda bulundu. Müdür A. hakkında 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde cinsel taciz davası açıldı.

Bu arada beş kişi kurum içindeki idari soruşturmada müfettişlere gördüklerini anlattı. İddialara göre baskı sonucu dört kişi ifadesini değiştirdi.
BİMTAŞ’a (Boğaziçi İnşaat Müşavir A.Ş) bağlı olarak sekiz yıldır Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nde çalışan E.G ise ifade değiştirmedi, savcılıkta da tanıklık yaptı. 17 Mart’ta E.G, koridorda, çalışma arkadaşları Süleyman B. ve Özer A.’nın sözlü saldırısına maruz kaldı. İddialara göre iki erkek çalışan E.G’nin arkasından “O... iftira attınız adama” diye bağırdı ve sözlü tacize cevap veren E.G.’yi tartakladı. E.G. hemen karakola giderek şikâyetçi oldu. Bu sırada çalışma arkadaşları arayarak E.G’ye bilgisayarının toplandığını söyledi. İşe geri dönen E.G’ye iddiaya göre Müdür A. da “S...ol git” dedi. Suç duyurusunda bulunan E.G., ‘telefonla işine son verildiği’ belirtildiğinden beri izinde. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü ise hakkındaki soruşturma devam eden Müdür A.’nın görev yerinin idari tasarruf olarak değiştirildiğini, E.G’nin de ‘işten çıkarılmadığını’ açıkladı.

24 Mart 2010 Çarşamba

Aysel Çatal


24.03.2010

GAZİANTEP’te, boşanmaya çalıştığı eşi 50 yaşındaki Aysel Çatal ile 44 yaşındaki Cengiz Turgut’u yüzleştirip ilişkilerini itiraf ettirince, dün gece ikisini de başlarına birer kurşun sıkarak öldüren 61 yaşındaki Kazım Çatal, yolda durdurduğu ekibe, “Polis bey, karım ile sevgilisini öldürdüm” diyerek teslim oldu.


İddiaya göre, inşaat boyacılığı yapan Kazım Çatal ile 5 çocuk annesi Aysel Çatal çifti, şiddetli geçimsizlik nedeniyle yaklaşık bir yıl önce boşamaya karar verdi. Çift boşanma davası açarken, Aysel Çatal çocuklarını eşinin evinde bırakarak babasının evinde döndü ve burada yaşamaya devam etti. Bu arada da iddiaya göre kendisi gibi 5 çocuk babası olan oto tamircisi Cengiz Turgut ilişki kurdu.

BOŞANIYORUZ, SENİ İLGİLENDİRMEZ

Bu ilişkiyi duyan Kazım Çatal, daha önceden de tanıdığı eşinin sevgilisini yakalayarak sorguladı. Ancak, Cengiz Turgut ilişkiyi inkar etti. Bunun üzerine Kazım Çatal, dün gece yüzleştirmek üzere Cengiz Turgut’u otomobil ile eşinin ailesinin Çıksorut Mahallesi’ndeki evine götürdü. Aysel Çatal’ın yaşlı anne ve babası diğer odada otururken, Kazım ve Aysel Çatal ile tartışmaya başladı. Tartışma sırasında Aysel Çatal kocasına, “Biz seninle boşanıyoruz. Evet Cengiz ile birlikteyiz. Seni ilgilendirmez” dedi.

Bunun üzerine Kazım Çatal ruhsatsız tabancasıyla eşi ve sevgilisinin başlarına birer el ateş ederek öldürüp olay yerinden ayrıldı. Silah sesi üzerine odaya giren Aysel Çatal’ın anne ve babası, komşulardan yardım istedi. Olay yerine gelen polis ve sağlık ekipleri aşıkların Aysel Çatal ile Cengiz Turgut’un öldüğünü belirledi. Aysel Çatal ve Cengiz Turgut’un cesetleri ise otopsi yapılmak üzere Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
...

Kaynak: Hurriyet

21 Mart 2010 Pazar

‘Çocuk gelinlere karışmayın’ eylemi

Yemen’de dün binlerce kadın, hükümetin 17 yaş altındaki kızların evlenmesini yasaklayan yasa tasarısını protesto etti.

Başkent Sanaa’daki meclis binasının önünde toplanan kadın göstericiler, ellerindeki Kuran-ı Kerim’leri havaya kaldırarak “Allah’ın izin verdiğini yasaklayamazsınız”, “Özgürlük adına, insan hakları adına şeriat kurallarının çiğnenmesi durdurulsun” sloganları attı. Gösteriye, tasarıya karşı olan milletvekili grubu da katıldı. Delegasyondan bir kadın “Bize göre kim evlilik yaşını kısıtlamak istiyorsa onlar Allah’ın ve peygamberin düşmanıdır, bizim de düşmanımızdır” dedi.
...

Kaynak: Hurriyet

20 Mart 2010 Cumartesi

Derya Çakır


04.03.2010

İstanbul Bağcılar'da bir ilköğretim okulunun müdür yardımcısı, aynı okulda öğretmenlik yapan eski nişanlısını, öğrencilerin gözleri önünde bıçakladı. 25 yaşındaki Derya Çakır hayatını kaybetti.

Müdür Yardımcısı Ekrem Şavran (33) kendisini terk eden Derya Çakır'ı anasınıfında, öğrencilerinin gözü önünde tabancayla yaraladı. Şavran tabanca tutukluk yapınca da, Derya öğretmenin boğazını bıçakla kesti. Kan gölüne dönen sınıftaki minikler şok geçirdi. Çakır'ın cenazesi Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Derya öğretmenin anne ve babası acı haberi karakolda aldı. Fenalaşan anne, hastaneye kaldırılıdı. Katil zanlısı müdür yardımcısı Şavran gözaltına alındı. Şavran, "İlk kez sevdim, kıskandım, öldürdüm" dedi. İddiaya göre Şavran bir süre Derya Çakır ile aşk yaşadı. Ancak Derya öğretmen daha sonra başka birisiyle çıkınca çıldırdı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, olayla ilgili inceleme başlattı. Katil zanlısı Ekrem Şavran da tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Kaynak: CNNTURK

19 Mart 2010 Cuma

Gülten Sansür


12.03.2010

Adana'da, 30 yaşındaki Yasin İlbaş, kızı 1.5 yaşındaki Ayşe Naz İlbaş'ı kendisine göstermedikleri iddiasıyla tartıştığı eski kayınvalidesi 43 yaşındaki Gülten Sansür'ü öldürüp, ayrıldığı eşi 20 yaşındaki Cemile Seçil Sansür'ü yaraladı. Yasin İlbaş, olay sırasında yanında olduğu iddia edilen babası Ali ve kardeşi Cemil İlbaş'la kaçtı. Şüphelinin kurşunladığı Gülten Sansür ve kızı Cemile Seçil Sansür, daha önce, devamlı tehdit aldıklarını ve ölüm korkusu ile yaşadıklarını söyleyip, “Bizi bu aileden kurtarın” demişti.

...

Ayağından yaralanan Cemile Seçil Sansür, geçen yıl 30 Aralık'ta küçük kızının eski eşi tarafından kaçırıldığını öne sürerek Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet dilekçesi vermişti. Eski eşi Yasin İlbaş'ın kendilerini devamlı tehdit ettiğini öne süren Sansür, “Severek kaçıp evlenmeme rağmen, beni her gün dövüyordu. 5 aylık hamileyken ayrılmak zorunda kaldım. Doğum sonrası aylarca çocuğuma sahip çıkmadı. Bizi devamlı tehdit ediyorlar. Çok korkuyoruz” demişti. Dün eski damanın saldırısı sonucu yaşamını yitiren Cemile Seçil Sansür ise yaptığı açıklamada şöyle konuşmuştu:
“Bize 3 yıldır cehennem azabı yaşattılar. Kızım ayrıldıktan sonra evimizi taşladılar, kurşunladılar. Buradan Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a sesleniyorum. Bizi bu aileden kurtarın. Biz yardım istiyoruz. Devlet bize sahip çıksın. Hayatımızı zehir ettiler.” (dha)

Kaynak: Radikal

Hanife Ertaş

06/03/2010

SAMSUN’un İlkadım İlçesi’nde 2 aydır ayrı yaşadığı eşi 40 yaşındaki Hanife Ertaş’ı 25 bıçak darbesiyle öldüren 41 yaşındaki Yaşar Ertaş polis tarafından yakalandı. Şüpheli gazetecilerin sorularına gülerek “Hak eden öldürülür” dedi.


İlkadım İlçesi Çatalarmut Mahallesi’nde dün meydana gelen olayda Kavak İlçesi’ndeki bir tuğla fabrikasında işçi olarak çalışan 3 çocuk babası Yaşar Ertaş, 2 aydır ayrı yaşadığı eşi Hanife Ertaş’ı öldürdü. Anne ve babasının rahat konuşması için evden ayrılan 19 yaşındaki Yonca Ertaş ise eve döndüğünde korkunç manzara ile karşılaştı.

Cinayet sonrası kaçan Yaşar Ertaş bugün İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şubesi Cinayet Masası ekipleri tarafından Atatürk Bulvarı üzerinde yakaladı. Cinayet şüphelisi, eşiyle sürekli kavga ettiklerini bu nedenle aralarında geçimsizlik olduğunu belirterek, “Kızım Yonca kocasından boşanmıştı. Bunu öğrenince konuşmaya gittim. Ancak aramızda kavga çıkınca öldürdüm” dedi. Sağlık raporu alınmak üzere Adli Tıp’a götürülen şüpheli basın mensuplarının “Neden eşinizi öldürdünüz” sorusuna gülerek “Hak eden öldürülür” dedi. Yapılan otopside ise öldürülen Hanife Ertaş’ın vücudunda 25 bıçak darbesi belirlendi. (dha)

Kaynak: Radikal

Gülümser Dane

19.03.2010

İzmir’de tekstil işçisi Cumhur Demirkoparan (31) ile kendisinden ayrılmak isteyen kız lisesi son sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Gülümser D. birbirini bıçakladı, ikisi de öldü.

İzmir Kız Lisesi öğrencisi Gülümser D. birkaç yıldır ilişki yaşadığı teksil işçisi Cumhur Demirkoparan’dan ayrılmak istedi. Ancak Demirkoparan genç kıza ve aileye baskı yapmaya, tehdit etmeye başladı. Bunun üzerine Gülümser D. geçtiğimiz pazartesi günü halasının evine giderek kalmaya başladı. Ancak bu sabah erken saatlerde Cumhur Demirkoparan, Gülümser D.'nin kaldığı birinci kattadaki dairenin bir üst kattaki merdiven boşluğuna saklanıp genç kızı beklemeye başladı.

Üzerinde okul üniforması ile kapıdan çıktığı anda Demirkoparan aşağıya inip genç kızla tartışmaya başladı. Müdahale eden genç kızın halasını dışarıya itip daireye giren Demirkoparan kapıyı kapattı. Halanın haber vermesi üzerine içeriye giren polis iki gencin bıçaklanıp öldüğünü belirledi. Cesetlerin yanında iki bıçak bulundu. Polisin olay yerinde yaptığı ilk incelemede iki gencin birbirini bıçaklayarak öldürdüğü belirtildi. Ancak öfkeli gencin sevgilisini öldürüp intihar etme olasılığının da değerlendirildiği öğrenildi.

Kaynak: Hurriyet

18 Mart 2010 Perşembe

Dilek Fil ve Sevim Fil


18.03.2010

Eyüp'te, Mustafa Yazıcı, sevdiği kızın cumartesi günü bir başkasıyla nişanlanacak olmasına öfkelenerek dehşet saçtı. Fırıncı Mustafa Yazıcı, ALTUR İcra Kurulu Başkanı Abdürrahim Albayrak'la akrabalığı bulunan sevdiği kızın evini bastı. Mustafa Yazıcı, sevdiği kız Dilek ile Dilek'in kız kardeşi Zeynep ve annesi Sevim Fil'i kurşun yağmuruna tuttu. Dilek ve annesi olay yerinde hayatını kaybeti. Ağır yaralanan Zeynep hastaneye kaldırıldı.

İSTANBUL - Olay, saat 08.30 sıralarında Pirinççi Köyü, Asfaltboyu Mahallesi, Menderes Sokak, 45/2 numarada meydana geldi. Habipler'de akrabalarıyla ortak işlettiği ekmek fırınında bir süre tezgahtar olarak çalışan Dilek Fil'le 8 yıldır arkadaşlık yaptğı ileri sürülen Mustafa Yazıcı, sevdiği kızın başka biriyle Cumartesi günü nişanlanacağını duyunca öfkelendi. Servis şoförlüğü yapan Hüseyin Fil'in evden ayrılmasının ardından bu sabah Fil ailesinin evine gelen Mustafa Yazıcı, zorla kapıyı açtırarak içeri girdi.

Mustafa Yazıcı, seri numarası silinmiş Baretta marka tabancasını çıkararak içeride bulunan Dilek Fil (yanda), kız kardeşi Zeynep ve anneleri Sevim'in üzerine kurşun yağdırdı. Dilek ve anne Sevim kalbinden aldığı tek kurşunla olay yerinde yaşamını yitirirken, Zeynep ağır şekilde yaralandı. Yazıcı elinde silahıyla koşarak evden uzaklaşırken komşular silah sesi üzerine eve geldiklerinde, kanlar içerisinde yatan anne ve kızlarını gördü. İki gün önce göğsünden geçirdiği küçük bir operasyon nedeniyle evde istirahat ettiği öğrenilen Zeynep, komşuları tarafından hastaneye kaldırıldı.

...

Kaynak: Radikal

Y.B

İzmir’de fuhuş evine düzenlenen baskında fuhuş tacirlerinin elinden kurtarılan 17 yaşındaki Y.B.’nin, 11 yaşındayken kendisinden büyük bir erkeğin tecavüzüne uğradığı, ardından yaşadığı psikolojik sorunlardan dolayı altı kez evden kaçtığı ve zaman zaman da yetiştirme yurtlarında kaldığı öğrenildi. Yeşilyurt’ta fuhuş yapıldığı ihbarını alan polis, evde fuhuş yapıldığının belirlenmesi üzerine operasyon düzenledi. Polisi fark eden evdeki kişiler, yanlarındaki bir kızı kendilerine ait araca bindirerek kaçırmaya çalışırken yakalandı.

‘Yardım edeceğim’ dedi
Operasyonun ardından polis ekiplerine sığınan Y.B., Aralık 2009’da geç kaldığı için ailesinden korkup evine gitmeyip kaçtığını, bu sırada tanıştığı dolmuş şoförü A.R.Ş.’nin (40) kendisine yardım etme bahanesiyle yaklaştıktan sonra cinsel ilişkiye girip, ardından da fuhuş yaptırmaya başladığını söyledi. Y.B.’nin verdiği bilgiler doğrultusunda Yeşilyurt ve Buca’da belirlenen adreslere yapılan baskınlarda, A.R.Ş. ile birlikte evlerini fuhuş amaçlı kullandıran 5 kadın ile fuhuşa zorlanan 6 kadın gözaltına alındı. A.R.Ş. tutuklandı, N.K., İ.P. ve F.K. tutuksuz yargılanmak üzere, zorla birlikte oldukları ileri sürülen 6 kadın savcılıktan serbest bırakıldı. Polisin operasyonuyla kurtarılan Y.B.’nin, ailesiyle Balçova ilçesinde oturduğu sırada henüz 11 yaşındayken kendisinden yaşça büyük bir erkeğin tecavüzüne uğradığı, tecavüz edenin tutuklanmasına rağmen yaşadığı psikolojik sorunlarının etkisiyle sık sık evden kaçtığı, ailesinin ve polisin aramalarının ardından bulunduğu, bu sırada zaman zaman da çocuk yurtlarında kaldığı belirtildi. Y.B., ailesine teslim edildi.

Kaynak:Milliyet

Gözde Ç.

18.03.2010

16 yaşındaki liseli yasak aşk kurbanı oldu.


Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde sevgilisi olduğu iddia edilen uzman çavuş tarafından tabancayla vurularak öldürülen lise öğrencisi Gözde Ç, ilçe mezarlığında toprağa verildi. Uzunköprü Devlet Hastanesi morgundan alınan Muzaffer Atasay Anadolu Lisesi ikinci sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Gözde Ç’nin cenazesi, Muradiye Camisi’ne getirildi.

Baba Besim Ç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 16 yaşında hayatının baharında olan ikiz kızlarından Gözde’yi kaybetmenin şokunu yaşadığını söyledi. Üzüntü içinde olduğunu ifade eden Besim Ç, "Her baba gibi bende yıkıldım. Çok üzgünüz. Kızım avukat olmak istiyordu. Kızımın diploma törenine hazırlanırken, cenaze törenini yapıyoruz. Ailece üzgünüz" dedi.

Uzman çavuş Adem S, sevgilisi olduğu iddia edilen lise öğrencisini dün tabancayla vurarak öldürmüş, daha sonra da koluna çamaşır suyu enjekte ederek intihar etmek istemişti.

Kaynak: Milliyet

17 Mart 2010 Çarşamba

Zeynep Gökmen


Başakşehir'de, Ebubekir Şaşik, bir yıl önce intihar eden ağabeyi Ömer Şaşik'in ölümünden sorumlu tuttuğu ağabeyinin eski eşi Zeynep Gökmen'i (24) sokak ortasında bıçaklayarak öldürdü. Çevredekilerin kadına yardım etmesini engeleyen Şaşik, cesetin başında polisin gelmesini bekledi. Cinayet zanlısı Şaşik sağlık muayenesine götürüldüğü sırada ellerinde hala eski yengesinin kanı vardı.


Olay, dün saat 22.00 sıralarında, 5. Etap, Abdülhamithan Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Ebubekir Şaşik ölen ağabeyinin eski eşi Zeynep Gökmen ile konuşmak için randevulaştı. Gökmen, kullandığı 34 BZ 147 plakalı Volkswagen otomobille eski kayınbiraderi ile sözleştiği Abdülhamit Caddesi'ne geldi. Bir süre otomobilin içinde konuşan ikilinin arasında tartışma başladı. Tartışma büyüyünce Şaşik, bıçağını çıkartarak Gökmen'e saplamaya başladı. Gökmen, canını kurtarmak için otomobilden inip, kaçmaya başladı. Şaşik, yaklaşık 15 metre sonra yakaladığı kadını defalarca bıçakladı. Çevredekilerin kadına yardıma gitmesini de bıçakla tehdit ederek engelleyen Şaşik, cesedin başından ayrılmadı. Şaşik, ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerine "Ben öldürdüm" diyerek teslim oldu.
...
Kaynak:Radikal

Aysun K.


Bingöl'de kocası tarafından iki kulağı ve burnu kesilip hastane kapısına bırakılan kadın şikayetçi olduğunu belirtti

...

ELAZIĞ- BİNGÖL'ün Genç İlçesi'nde kasaplık yapan ve 3'ü engelli 4 çocuğu bulunan Giyasettin K., sürekli şiddet uygulayıp, dövdüğü eşi Aysun K. tarafından 3 ay önce İl Jandarma Merkez Karakol Komutanlığı'na şikayet edildi. Şikayetin ardından gözaltına alınan Gıyasettin K., çıkarıldığı mahkeme tarafından eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle tutuklanıp 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinden çıkan Gıyasettin K., geçen cumartesi günü eşini kamyonetle ilçe yakınlarında, Sir Deresi kıyısına götürdü ve yere yatırıp başını defalarca derenin buz gibi sularına sokup çıkarttı. Öfkesi dinmeyen Giyasettin K., daha sonra 7 aylık hamile eşinin kulaklarını ve burnunu bıçakla kesti.

...

Kaynak:Radikal

Saadet Ulus


Ardahan'ın Göle İlçesi'ne 20 gün önce atanan Merkez Anaokulu öğretmeni 24 yaşındaki Saadet Ulus, kendisine aşık olan muhasebeci 42 yaşındaki Yalçın Algan tarafından evinin önünde satırla öldürüldü. Bir başka cinayet suçundan da aranan Algan'ın aşkına karşılık vermeyen Saadet öğretmenin izini sürüp bir gün önce İstanbul'dan Göle'ye geldiği belirlendi. Yalçın Algan polise verdiği ifadede, “Onu çok seviyordum. Bana yüz vermediği ve terslediği için öldürdüm” dedi.


Muğla Üniversitesi'nden iki yıl önce mezun olan Denizli'li Saadet Ulus'un ataması geçen ay Göle'nin Salimbey Mahallesi'nde Kız Meslek Lisesi ve 30 Eylül İlköğretim Okulu ile aynı bahçede bulunan Merkez Anaokulu'na yapıldı. Denizli’den babası Ahmet Ulus ile Göle'ye gelen Saadet Ulus, Oltu Caddesi Hastane Yolu'ndaki bir apartmanın ikinci katını kiralayarak yerleşti. Anaokulunda 5 yaş grubunu okutan Saadet Ulus'un babası Ahmet Ulus, ev sahibine, “Kızım size emanet” diyerek ilçeden ayrılıp memleketine döndü. Kısa sürede arkadaşları ve öğrencileri tarafından sevilen Saadet öğretmen, atama beklerken yakınlarını ziyarete gittiği İstanbul’da kendisine aşık olan Yalçın Algan tarafından takip edildiğini bilmiyordu. Eşinden ayrılan ve serbest muhasebecilik yapan Algan, peşini bırakmadığı Saadet öğretmenin Göle'ye atandığını öğrendi. Yalçın Algan dün ilçeye geldi ve otele yerleşti. Saadet öğretmeni araştırmaya başlayan Algan, okulunu ve evini öğrendi.

SOKAKTA SATIRLA SALDIRDI
Öğretmen Saadet Ulus, katilinin sokakta kendisini beklediğinden habersiz bugün saat 08.00 sıralarında evinden çıktı. Yaklaşık 500 metre uzaklıktaki görev yaptığı Merkez Anaokulu'na gitmek için caddede yürümeye başlayan Saadet öğretmene, aşkına karşılık vermediği Yalçın Algan elindeki satırla saldırdı.
Bir anda satır darbeleriyle neye uğradığını şaşıran Saadet öğretmen çığlık atarken, Yalçın Algan ona peş peşe vurmayı sürdürdü. Çevredekilerin müdahalesiyle Yalçın Algan kaçarken, Saadet öğretmen de çağırılan 112 Acil Servis ambulansıyla Göle Devlet Hastanesi'nde götürüldü. Ancak Saadet öğretmen doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Saadet öğretmenin ölümü, öğretmen arkadaşlarını ve öğrencilerini yasa boğdu.

...